izmirin imbatı
bir belge gibi belirğinleştin
önce gözlerin
sonra sözlerin
sonra sen geldin
saçların kızıl gözlerin kahve
bana sesinin tınısını ver
gülüşünün sırrını söyle
mavi derinliklerde
sen egenin imbatı
karşıyakanın gülü
ben ateşi ve aşkı tanırım
gülüşün bir kuğunun koynunda
saçların rüzgarla asi
şafakla serin
deniz kokuyor tenin
belğinmiydi neydi adın
fındık burunlu kadın
hep öyle kal
gülümse
indirme gözlerini
yıkılırım kalırım
sana deyeceklerim var
deyemem
utanırım.
önce gözlerin
sonra sözlerin
sonra sen geldin
saçların kızıl gözlerin kahve
bana sesinin tınısını ver
gülüşünün sırrını söyle
mavi derinliklerde
sen egenin imbatı
karşıyakanın gülü
ben ateşi ve aşkı tanırım
gülüşün bir kuğunun koynunda
saçların rüzgarla asi
şafakla serin
deniz kokuyor tenin
belğinmiydi neydi adın
fındık burunlu kadın
hep öyle kal
gülümse
indirme gözlerini
yıkılırım kalırım
sana deyeceklerim var
deyemem
utanırım.
sen hangi çamurdansın
gözlerinin mengenesindeyim
sözlerinin
yüreğim
suskun bir toprak gibi çatlamıyorsa
slikon gögüslü bir kadın arsızlığıdır
çünkü kadın
toprağın en susuz mahsuludür
çarptığım her kayadan
çok şey ögrendim
soulk borumdaki menğene
taş olsan ögütürdüm
toprak olsan işlerdim
sen hangi çamurdansın
ben ipeğe ve çeliğe dokundum
suda arındım
ateşte yandım
beni gazap çıkmaz sokakta tuttu
renksiz
kokusuz
saydam
istesem de kaçamam
sözlerinin
yüreğim
suskun bir toprak gibi çatlamıyorsa
slikon gögüslü bir kadın arsızlığıdır
çünkü kadın
toprağın en susuz mahsuludür
çarptığım her kayadan
çok şey ögrendim
soulk borumdaki menğene
taş olsan ögütürdüm
toprak olsan işlerdim
sen hangi çamurdansın
ben ipeğe ve çeliğe dokundum
suda arındım
ateşte yandım
beni gazap çıkmaz sokakta tuttu
renksiz
kokusuz
saydam
istesem de kaçamam
yollar
ortalık güz,gök duru,vakit ikindi
yol dediğin
bükümünde yar olmalı
eteğinde kar olmalı
başında duman olmalı
ben bu yolu süremem
saçlarına boyadığım köyler geçmeli
perçemin gibi şuh
bakışın gibi duru
dudagından akan pınardan içmeliyim
soluklanmalı
ak döşünün ovalarında at koşturmalı
memelerin gibi dik
dağlara çıkmalıyım
döşünün dar patikasında
gözlüğümü yitirdim
nalımın mıhı eksik
gözkapaklarım agır
darmadağınım
göbeginin koyagına sıgınıp
aglamalıyım
bir bileşkedir yollar
yönüm şaşırdı
geldi bacaklarının dar açısında durdu
dayanmalıyım
İbrahimsem Kenan çölüne
Nemrutsam Ankar tepesine
iz koymalıyım
terim düşmeli tenine
yorgun ve bitik
soluk soluğa
kasığınla topugun arasına
uzanmalıyım
yol dediğin
bükümünde yar olmalı
eteğinde kar olmalı
başında duman olmalı
ben bu yolu süremem
saçlarına boyadığım köyler geçmeli
perçemin gibi şuh
bakışın gibi duru
dudagından akan pınardan içmeliyim
soluklanmalı
ak döşünün ovalarında at koşturmalı
memelerin gibi dik
dağlara çıkmalıyım
döşünün dar patikasında
gözlüğümü yitirdim
nalımın mıhı eksik
gözkapaklarım agır
darmadağınım
göbeginin koyagına sıgınıp
aglamalıyım
bir bileşkedir yollar
yönüm şaşırdı
geldi bacaklarının dar açısında durdu
dayanmalıyım
İbrahimsem Kenan çölüne
Nemrutsam Ankar tepesine
iz koymalıyım
terim düşmeli tenine
yorgun ve bitik
soluk soluğa
kasığınla topugun arasına
uzanmalıyım
yoruldum
saat kaç
kaçı zamanın umurunda
hiçle hepin ortasındayım
eskimiş bir yüzde
yagmura seslen beni yıkasın
kim ne arar
ateşin közün ve çeliğin potasında
aşkın önüne bir nokta koydum
gölğemi taşımaktan
çok haklı çıkmalardan
sığ sularda boğulmaktan yoruldum
ranzalar yordu beni
kadınlar yordu
beyazı seçtim sarı kızardı
sarıyı seçtim beyaz kirlendi
soluksuzum
yorğunum
beni uyut
yeni ayaklanmış bir bebek gibi
düşerim
ellerimi tut
kaçı zamanın umurunda
hiçle hepin ortasındayım
eskimiş bir yüzde
yagmura seslen beni yıkasın
kim ne arar
ateşin közün ve çeliğin potasında
aşkın önüne bir nokta koydum
gölğemi taşımaktan
çok haklı çıkmalardan
sığ sularda boğulmaktan yoruldum
ranzalar yordu beni
kadınlar yordu
beyazı seçtim sarı kızardı
sarıyı seçtim beyaz kirlendi
soluksuzum
yorğunum
beni uyut
yeni ayaklanmış bir bebek gibi
düşerim
ellerimi tut
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)